Gebelik Döneminde Beslenme

Gebe bir kadının beslenme şekli ile anne karnındaki bebeğin sağlığı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır.  Anne karnındaki bebeğin bedensel ve zihinsel olarak gelişmesi annenin gebeliği süresince yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkündür.
Sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelişini etkileyen bir çok faktör bulunmaktadır. Yaşınızla ilgili bazı özellikleri ve kalıtımsal faktörleri kontrol etmeniz mümkün değildir.  Ancak
gebeliğiniz süresince yeterli ve dengeli beslenerek ve gebeliği olumsuz etkileyen faktörlerden uzak durarak (alkol, sigara, ilaç kullanımı v.b...) gayet sağlıklı bebekler dünyaya getirebilirsiniz.  Bu nedenle bebeğinizin ve sizin sağlığınızın temel taşlarından birisi de yeterli beslenmedir.
Gebelik süresince annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesi ile bebekte oluşabilecek bazı sorunlar şunlardır.

  • Zamanından önce, erken doğum (prematüre bebek)
  • Düşük doğum ağırlıklı bebek (2500 gram altında doğan bebeklerdir)
  • Bedensel ve zihinsel gelişimi yetersiz bebek doğumları
  • Ölü doğumlar
Yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşabilecek bu sorunlar 18 yaş altında (adölesan gebelerde) ve 35 yaş üstündeki kadınlarda, sık aralıklarla gebe kalan ve çoğul gebeliği olan kadınlarda daha fazla görülmektedir.

Gebelikte Beslenme Neden Önemlidir

Gebelikte kadının vücudunda, yeni bir canlının oluşması ve büyümesi ile bazı değişiklikler izlenir.  Oluşan bu değişikliklerle birlikte gebe kadın, hem kendisinin hem de bebeğin gereksinimlerini karşılayabilmek için bu dönemde beslenmesine daha fazla dikkat etmek zorundadır. Bu nedenle gebe kadın gebeliği süresince;

  1. Kendi enerji ve besin öğelerini karşılamak
  2. Vücudundaki depolarını yani besin öğelerini dengede tutmak
  3. Anne karnındaki bebeğin sağlıklı büyümesini ve gelişmesini sağlamak
  4. Emzirmeye hazırlık için salgılanacak sütün enerji ve besin öğelerini karşılamak için
yeterli ve dengeli beslenmek zorundadır.

Gebelikte Beslenmeye Bağlı Görülen Sağlık Sorunları

Gebelikte yetersiz ve dengesiz beslenme anne ve bebek sağlığını olumsuz etkilemekte ve beslenmeye bağlı bazı sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır.

  • Kansızlık (Anemi): Gebelikte artan demir gereksinmesinin karşılanamaması, kan hacminin artması, sık doğumlar ve düşüklerle demir depolarının azalmış olması, besinlerle alınan demirin vücutta kullanımının düşük olması ve toprak, kağıt, kireç gibi besin olmayan kaynakların yenmesi kansılzığın başlıca nedenleridir.  Gebe kadınlarda kansızlık yorgunluk, baş dönmesi, düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu ve hatta bebek ölümlerine neden olabilmektedir.
  • Ödem: Özellikle gebeliğin son üç ayında görülen ödem doğal bir olay olmasına karşın ödemin vücuttaki miktarı ve yaygınlığı önemlidir.  Tedavi edilmeyen preeklemsi hem anne hem de bebeğin yaşamını tehlikeye sokar ve bu durum gebeliğin sonlarına doğru daha da tehlikeli olabilir.
  • Osteomalasia (Kemik dokusu harabiyeti): Gebelikte, kemik dokusunun yapımı ve sağlığı için gerekli olan kalsiyum, fosfor gibi minarellerin yetersiz tüketimi ve D vitamini kaynağı olan güneş ışınlarından yeterli düzeyde yararlanamama, anne kemiklerinden kalsiyum, fosfor çekilmesine, dolayısıyla kemiklerinin yumuşamasına ve kemik dokusunun bozulmasına neden olur.
  • Gebelik zehirlenmesi (Toksemi): Yetersiz beslenmenin de içinde bulunduğu bir çok nedene bağlı olarak gebeliğin son döneminde, kan basıncının artması, idrarla protein kaybı sonucu el ve ayaklarda ağır ödemlerle ortaya çıkmaktadır.  Plasenta dolaşımı iyi olmadığı için bebek yeterli beslenemez. Buna bağlı bebek ölümleri görülebilir. Kronik hastalığı olan (kalp hastası, böbrek, diyabetik) gebelerde, ileri yaş (35 ve üzeri) gebelerde, çok ve sık aralıklı doğum yapan kadınlarda, sıklıkla ortaya çıkabilir.
  • Gebelikte Mide Barsak Rahatsızlıkları: Gebelikteki hormonal değişikliklere bağlı olarak görülen mide barsak rahatsızlıkları sabah bulantıları, kabızlık, mide ekşimesi ve şişkinliktir.  Bu rahatsızlıklar beslenmenizde yapacağınız küçük değişikliklerle hafifletilebilir.
  • Bulantılar:  Daha çok gebeliğin ilk üç ayında görülen bulantılar, hormonal değişikliklerin , özellikle östorojen düzeylerindeki artış ile ortaya çıkmaktadır.  Bazı gebeler için sabah bulantıları geçici iken bazıları için bu durum sürekli olabilir.  Gebe kadınlarda ağırlık ve su elektrolit kaybına neden olabilecek düzeyde ağır mide bulantısı aşırı kusma görülebilir. Beslenmenizde yapacağınız küçük değişikliklerle bulantılarınızı hafifletebilirsiniz.
Gebe kadınların koku alma duyuları çok hassas olduğu için, normal zamanda kötü olmayan kokular bu dönemde rahatsız edici olabilir.  Yemek kokularının yoğun olduğu ortamlarda bulunmamalısınız.  Fazla baharatlı besinlerden ve mide bulantınıza neden olan diğer kokulardan kaçınmalısınız.
   Sabah yataktan kalkmadan önce; kraker, sade kızarmış ekmek veya tahıldan yapılan kuru besinleri (kahvaltılık tahıllar, mısır gevreği v.b) tüketin.  Bu yolla sindirim süreci başlayarak, mide asit düzeyi azaltılabilir.
   Midenizin boş kalmasını engellemek için gün boyunca azar azar ve sık aralıklarla besin tüketmelisiniz.  İçecekleri ise öğünleri ile birlikte değil öğün aralarında içiniz. Öğünlerinizi yavaş tüketiniz.
   Sade makarna, kraker, patates, prinç, meyve ve sebze gibi kolay sindirilebilir karbonhidratları tercih ediniz. Kızartma ve diğer yağ içeriği yüksek besin tüketiminizi sınırlandırınız.

  • Kabızlık: Gebelikte oluşan hormonal değişiklikler,  barsak kaslarınızın gevşemesine ve barsak hareketlerinizin yavaşlamasına neden olur.  Bu durum, kabızlığın oluşması ile sonuçlanabilir.  Kullanılan demir destekleri, kabızlığı daha da ağırlaştırabilir.  Kabızlığı beslenmenizde yapacağınız değişiklikle önleyebilir veya hafifletebilirsiniz. Bu değişiklikler;
   Sebze, meyve, tam tahıl ürünleri, kurubaklagiller gibi posa içeriği yüksek besinleri tüketiniz.  Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve, kepekli ekmek, tam tahıl ürünleri ve haftada iki kez kuru baklagil yemekleri tüketerek posa miktarınızı arttırınız.
   Günlük sıvı tüketiminizi arttırınız. Günde en az 8-10 bardak sıvı tüketmelisiniz. Kuru erik, kuru erik suyu ve incir doğal laksatif etkileri nedeniyle kabızlığı önleyebilir.
   Düzenli fiziksel aktivite, barsak fonksiyonlarının normal olmasını sağlar. Yürüyüş, yüzme ve hafif egzersizler gebelik süresince yapılabilecek en iyi egzersizlerdir.

  • Mide Yanması ekşimesi: Daha çok gebeliğin son üç ayında görülen mide ekşimesi, bebeğin sindirim organları üzerinde baskıda bulunması sonucu oluşmaktadır. Rahatsızlıkları hafifletmek için;
   Yemeklerinizi azar azar ve sık sık tüketiniz.
   Çok yağlı ve soslu besinlerden sakınınız.
   Çay, kahve, kakao gibi kafeinli içecekler, mide bulantısı ve mide ekşimesine neden olabileceğinden tüketmeyiniz.
   Yemeklerden sonra mide salgısını bastırmak için yürüyüş yapın.
   Uyurken başınızı yüksekte tutmalı ve rahat elbiseler tercih etmelisiniz.
   Doktorunuza danışmadan mide ilacı kullanmayınız.

  • Aşerme: Gebelik döneminde hormonal değişikliklerle ortaya çıkan aşerme bazı besinlere karşı şiddetli bir istek veya aşırı bir isteksizlik durumu olarak tanımlanmaktadır.  Tat değişiklikleri genellikle hormonal değişimlerin bir sonucu olup çoğunlukla gebeliğin ilk ayından sonra veya nadiren doğumdan sonra düzelmektedir.  Besin alımında çok fazla isteksizlik ve buna bağlı olarak bazı besin guruplarının yetersiz tüketimi dışında aşerme durumu zararsızdır.
  • Gebelik ve Diyabet: Ailesinde diyabet geçmişi olan, şişman, daha önceden sorunlu gebelik geçirmiş, 35 yaş sonrası gebe kadınlarda diyabet görülme riski daha fazladır.  Bir önlem olması açısından çoğu gebe kadının rutin olarak gestasyonel diyabet testi yaptırması erken müdahele açısından önemlidir.  Gebelik süresince görülen diyabet kan basıncının yükselmesine ve iri bebek (4500 gram üstü bebekler) doğmasına, bebekte ve annede bazı sorunlara neden olmaktadır.  Bu nedenle gestasyonel diyabet tanısı ve doğru tedavi yöntemi önemlidir. Diyetisyen tarafından kan şeker düzeyini kontrol altına alabilecek bir beslenme programı tedavinin temelini oluşturmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder